pdf kitap indir



Fakülteye giriş muamelelerini yaptırdığı günlerden biriydi... Uzun,
örgülü saçlı, mahcup ve sessiz bir genç kız, yanında siyah çoraplı, büyük
örtülü annesi olduğu halde giren çıkan talebelerin arasında şaşkın ve
çekingen bir vaziyette durmaktaydı. Genç kızın yüzünde hiç bir makyaj izi
yoktu. Sade ve tabiî bir güzelliği vardı. Üzerinde kolları uzun ve manşetli,
yakası kapalı bir bluz, dizlerini tamamen örten rahat bir eteklik bulunduğuna
göre her ne kadar tam İslâmî değilse de ahlâki, yani mazbut kıyafetli bir
genç kız olduğu anlaşılmaktaydı. Esasen her hallerinden, Anadolu'dan yeni
gelmiş bir anne-kız oldukları belli oluyordu.
Böyle el değmemiş civan kuzularını, yaman kurtlar görürler de dururlar
mı hiç?...
İşte Bilâl’in muamelelerini yürüten favorili genç de kalın siyah
çerçeveli gözlüklerinin üstünden mer'ada tek başına dolaşan bir kuzu görmüş
aç bir kurt tavrıyla genç kıza bakıyor... Bilâl içten içe hırslandığını belli
etmeden durumu kritik etmekte... Gözünün ucuyla genç kıza baktı. Gözlüklü
gencin ısrarlı bakışları karşısında yüzü, alı al moru mordu genç kızın. Bu
ender rastlanılan haya ve hicab tablosu karşısında Bilâl'in içinden genç kıza
karşı derin bir takdir ve şefkat duygusu belirdi...
Muameleyi yapan gözlüklü genç, büyük bir çabuklukla işini görüp Bilâl'i
başından savmaya muvaffak olur olmaz bulunduğu yerden çıkarak anne-kıza doğru
ilerledi ve genç kıza:
- Niçin bu kadar çekingensiniz? Üniversiteye giriş kaydını
yaptıracaksınız değil mi? Ama burada bu kadar utanıp çekinecek ne var canım?
Diye centilmen bir tavırla yanaşmak istedi. Fakat Bilâl, bu neticeyi
beklediği için işi bittiği halde kapıdan çıkmamıştı. Prensip itibariyle kadın
ve kızlara yanaşmaktan daima kaçındığı halde bu himayesiz kızı hakiki bir
ağabey muhfazakârlığı ile korumak hususunda kuvvetli bir duyguyla ileri
atıldı. İnsiyakı bir hareketle gözlüklü gençle kızın arasına girdi ve gence:
- Azizim, dedi... Yardımınıza teşekkürler. Fakat bu kız benim
yeğenimdir. Arkamı döndüğümde geldiklerini yeni gördüm. Muamelesini ben
yaptıracağım...
Gözlüklü genç, "Bu da nereden çıktı?.." gibilerden hiddetle
yumruklarını sıktı. Sonra genç kıza dönerek:
- Siz bu genci pdf kitap indir tanıyor musunuz?
Diye sordu... Genç kızın cevap vermesine meydan bırakmadan, kızın
annesi atıldı:
- Evet oğlum, yeğenidir. Sen işine bak hele...
Çapkın kurt, elinden avını kaptırmışların hiddeti içinde arkasını
dönerek küskün ve hırslı yanlarından uzaklaştı...
Kadının içinde Bilâl'e karşı derin bir itimad duygusu belirmişti. Zira
o gözlüklü züppe genci, hiç mi hiç gözü tutmamıştı. Minnetle Bilâl'e bakarak:
-Allah senden razı olsun evlâdım, dedi... Seni Allah çıkarttı bizim
önümüze. Kızım çok utangaç ve çekingen. Ben ise gördüğün gibi cahil bir
kadınım, bu işlere aklım ermez. Şu kâğıtları al da sen önayak oluver bize...
Bilâl, kadının uzattığı kâğıtları aldı, kıza da birlikte gelmesini
söyleyerek muamele için sıra bekleyenlerin arasına karıştılar...
Genç kız hiç konuşmuyordu. Bu büyük şehrin, bu yabancı çevrenin onu
ürküttüğü belliydi. Yalnız "Yeğeniyim" diyerek kendisine sahip çıkan gencin
yüzündeki ciddi hatlar, ona bir parça emniyet hissi vermişti...
Nihayet sıra onlara geldi. Gözlüklü genç, gözlüklerinin altından ters
ters Bilâl'e bakıyordu. Kâğıtları aldı, muameleye başladı. Her şey tamam olup
giriş kâğıdını uzatırken alaylı bir şekilde yalnız Bilâl'in duyacağı bir
sesle:
- Desene şu dünyada bizden de açıkgözler varmış. Biz o dalgayı yutmadık
amma neyse nasip seninmiş, süt kuzusu...

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *